Fıkıh 9. Ders – Teyemmüm ve Mesh Konusu

Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan toprak ile abdest alma şeklidir.

Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilecek derecede ayıkıncaya, cünüp iken de -yolcu olanlarınız hâriç- yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta ya da yolcu iseniz veya sizden biriniz abdestini bozmuşsa veyahut kadınlarınızla cinsî münâsebette bulunmuşsanız; bu durumlarda abdest alacak veya yıkanacak su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: yüzünüzü ve kollarınızı onunla meshedin. Doğrusu Allah, çok affedici, çok bağışlayıcıdır. (Nisa Suresi 43. Ayet)

Mesh, silme, eli bir şey üzerine sürme; belirli süre içinde özel bir mest’in üzerine ıslak eli sürmek anlamında bir fıkıh terimi. Topuklarla birlikte ayakları örten, giyilen ayakkabıya “mest (huff)” denir. Abdestte mest üzerine meshetmek, ayakları yıkama yerine geçer. Deriden yapılan ve topukları örten özel yapılı mest; potin, çizme, aba, terlik ve kalın çorabı da kapsamına alır. Yani bunlarda mest hükmündedirler.

Muğîre bin Şuʻbe (r.a) şöyle buyurur:

“Bir seferde Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) ile birlikte idim. (Abdest aldığı sırada) mestlerini çıkarmaya davrandım. Efendimiz (s.a.v):

«‒Dokunma, zîrâ ben mestlerimi, ayaklarım tâhir (yâni abdestli) iken giydim.» buyurdular ve mestleri üzerine meshettiler.” (Buhârî, Vudû’, 49)

Dersimizi Hasan b. Ammar eş-Şürünbülali – Nurü’l İzah kitabının Teyemmüm ve Mesh konusundan yapıyoruz.